Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


DOSTLUK,ARKADAŞLIK,AŞK,SEVGİ ADINA HERŞEY....
 
AnasayfaKapıGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

Nemrut Kraterinin Büyüleyici Atmosferine Yolculuk

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Yazar Mesaj
Sensizim

S-E-N-S-İ-Z-İ-M-5-8-4-1

S-E-N-S-İ-Z-İ-M-5-8-4-1
Sensizim

Erkek
Yaş : 40 Kayıt tarihi : 23/03/08 Mesaj Sayısı : 405 Nerden : İSTANBUL İş/Hobiler : bilgisayar mühendisliğine doğru ilerliyoz Lakap : esrarengiz

Nemrut Kraterinin Büyüleyici Atmosferine Yolculuk Vide
MesajKonu: Nemrut Kraterinin Büyüleyici Atmosferine Yolculuk   Nemrut Kraterinin Büyüleyici Atmosferine Yolculuk I_icon_minitimeSalı Mart 25, 2008 6:49 pm

Nüfusu, bağlı bulunduğu Bitlis’ten fazla olan Tatvan ilçesindeyiz bir yaz günü. Tatvan’ı geçtikten sonra, tanımadığımız bir coğrafyanın hakim olduğu, ürpertici bir yere gidiyoruz. Tatvan’dan 27 km kuzeyde, Ahlat’dan ise 23 km güneybatıda bulunan efsanevi Nemrut Krateri’ne doğru sarp yokuşu çıkarken, sağımızda Van Gölü’nün eşsiz güzelliğini doya doya seyrediyoruz. Öyle bir noktaya çıkıyoruz ki, krater bacasının tam kenarında olduğumuzu fark ediyoruz. Arabadan inip, ellerimizi iki yana açarak şöyle bir geriniyoruz. Solumuzda Van Gölü, sağımızda ise inanılmaz güzellikte bir volkan havzası ve çukurunda masmavi bir göl; Nemrut Gölü. Ciğerlerimizi buz gibi temiz hava ile dolduruyoruz. Esen rüzgâra karşı gözlerimizi açmakta zorlanıyoruz. Ama, manzara doyumsuz. Fazla oyalanmıyoruz burada. Krater gölünün cazibesi bizi kendine çekiyor. Yarım saate varmadan, önce Ilı Göl, daha sonra da Büyük Göle (Nemrut Gölü)ulaşıyoruz. Rüzgâr esince toprak yolda yer yer yolumuzu kaybeder gibi oluyoruz. Işte, sırlarla dolu Nemrut kraterinin içerisindeyiz. Etrafımıza 360º’lik bir açıyla bakıp, sönmüş bir yanardağın bacasının tam ortasında olduğumuzu fark ediyor, ister istemez içimizden "bu dağ tekrar aniden patlamasın mı?" diye geçiriyoruz. Içimizi tarifsiz bir ürperti kaplıyor ve çaresizlikle karışık bir tevekkül içerisinde yolumuza devam ediyoruz. Tüm endişeleri geride bırakıp, "kim bilir bir daha buraya ne zaman geliriz?" diye düşünerek, eşsiz güzellikleri göz kameramızdan beyin bandımıza alel acele kaydetmeye çalışıyoruz.

Kraterin tarihçesi ve oluşumu:
Ismini, M.Ö. 2100 yıllarında yaşamış Babil Hükümdarları "Narmuk"tan almaktadır. Farsça’da sönmüş dağ anlamına gelen "Narmuk" kelimesi, zamanla halk arasında Nemrut olarak değiştirilmiştir. Tatvan’daki Nemrut Dağı, yeterince tanıtılmadığından Adıyaman’daki Nemrut Dağı ile sıkça karıştırılmaktadır. Çünkü bazı magazinel yazılarda Adıyaman’daki Nemrut Dağından bahsedilirken, bu dağdaki tarihi eserlerin yanında krater gölünden de bahsedilmektedir. Hâlbuki ne Bitlis’teki Nemrut Dağı’nda tarihi eserler vardır, ne de Adıyaman’daki Nemrut Dağı’nda krater gölü vardır. Nemrut Dağı, tabakalı volkanlar sınıfından, Kuvaterner döneminde oluşmuş, Anadolu’nun sönmüş yanardağları içerisinde en önemlisidir. Nemrut kraterinin oluşumunun pliosen jeolojik döneminde Doğu Anadolu’da tektonik sıkışmaya bağlı olarak gelişen bir genişleme çatlağı ile başladığı sanılmaktadır. Doğu Anadolu’nun jeolojik geçmişi incelendiğinde, önceleri Van Gölü havzası ile Muş havzasının birleşik olduğu anlaşılır. Yanardağın akıntılarıyla oluşan 1760m rakımlı Rahva düzüyle bu havzaların birbirinden ayrılması ve Van Gölü’nün bugünkü haline gelmesi, Nemrut Dağı’nın volkanizması sonucu olmuştur. Nemrut’un oluşum süreci boyunca yaklaşık olarak 210 km³ civarında volkanik maddeyi çevresine püskürttüğü hesaplanmaktadır.
Nemrut yanardağından ilk patlama ile çıkan toplam madde yaklaşık 110 km³ olup, yakın çevreye çökelmiştir. Çıkan lav miktarı ise yaklaşık 30 km³ kadardır. Zamanla çıkan lavlar bacanın kenarında birikerek, koninin yüksekliğini 4000 m’nin üzerine çıkartmıştır. Bu arada yükseklik kazanan bacanın tıkanmasıyla uzun bir sükûnet devresine giren yanardağda gaz ve erimiş mağma tabakası iyice sıkışmış ve sonunda büyük bir basınçla patlamıştır. Ayrıca ışınsal ve dairesel yarıklar genişleyerek zayıflayan bacanın üst kısmı çökmüş ve bugünkü kaldera meydana gelmiştir. Yaklaşık 40 km2’lik bir yüzölçüme sahip Nemrut Kalderası, ülkemizin volkanizma faaliyetleri açısından, en karakteristik ve en orijinal yeryüzü şekillerinden birisidir. Gerçekten de bu kaldera içerisinde yer alan büyüklü küçüklü 5 göl, çok sayıda lav çıkış merkezi, lav hunisi, sıçratma konisi, sıcak su kaynakları, orijinal fauna ve florası ile tam bir tabiat harikası görünümündedir. Insan burada kendini, dünyadan uzak başka bir gezegende gibi hissetmektedir. Bu nedenle kalderayı ilk defa görenler, bir dağın içerisinde bu kadar çeşitli güzelliği bir arada görmenin şaşkınlığını yaşarlar.
Kalderanın batı kesiminde, dibte Nemrut Gölü bulunur. Bir hilal şeklinde ve yaklaşık 15 km2’lik bir yüzölçümüne sahip Nemrut Gölü’nün yüzeyi, deniz seviyesinden 2247m, Van Gölü’nden ise 600 m yüksekliktedir. Kaldera’nın tabanındaki düzlükler ise, 2250 m seviyesinden başlamakta ve 2300 m’ye kadar çıkmaktadır.
Volkanik malzeme; cüruf, sünger taşı ve obsidiyenden oluşmaktadır. Yöredeki kayaçlar incelendiğinde, bazalt, andezit ve trakitlerden oluşan akışkan türleri ile kül, tüf, pomza ve ignimbirit gibi volkanik yağış ile oluşan kayaçlardan meydana geldiği görülür.
Nemrut Krateri en son olarak 1411 ve 1441 yıllarında faaliyet göstermiştir. Baca kenarındaki enine kesitlerde 2 pomza tabakası arasında gözlenen bir sediment (çökel) tabakanın varlığı 30 yıl ara ile vuku bulan bu iki patlamayı belgelemektedir. Dağın yapısından ve eğiminden yola çıkılarak oluşturulan siluet yardımıyla yapılan ölçümler sonucunda, bu volkanizmalardan önce Nemrut Dağı’nın yüksekliğinin 4100 m civarında olduğu hesaplanmıştır. Bu da, Türkiye’nin 3. en yüksek dağı olan Süphan Dağı’ndan (4058 m) daha yüksek olduğu anlamına gelmektedir. Ancak son iki volkanizma etkinliği ile ilgili patlamalarIN ardından yüksekliği, şu anda en yüksek tepesi olan sivri tepede 2935 m’dir.
Karakteristik yapısı:
Nemrut krateri Türkiye’de birinci, Avrupa’da dördüncü, Dünya’da onaltıncı sırada yer almaktadır. 6 km çapındaki Nemrut Krater Gölü, Dünyada ikinci durumdadır. Büyük Göl’ün ortalama derinliği 100 m olup, en derin yeri 155 m’dir. Bundan başka 4 göl daha vardır. Ilı Göl ikinci büyük göldür. Diğerleri ise yaz mevsimlerinde kurumaktadırlar. Ilı Göl’ün kıyılarında sıcak su kaynakları vardır. 150 m doğusunda da sıcak buhar yarıkları bulunmaktadır. Sıcak suyun içinde erimiş olarak mineraller mevcuttur.
Ilı Göl ile soğuk büyük göl arasında 5-6 adet mağara bulunmaktadır. 3 m genişliğinde 2 m derinliğinde olan bu mağaralardan, soğuk hava çıkmakta ve mağaranın içerisinde buzlar bulunmaktadır.
Nemrut krateri, birçok bilim dalı ve özellikle de volkanoloji, jeoloji, jeomorfoloji, botanik, zooloji ve bitki coğrafyası bilim dalları için önemli olduğu kadar, termal turizm, rekreasyonel amaçlı yaylacılık ve göl balıkçılığı açısından da büyük öneme sahiptir. Belki de bu özelliklere sahip bir başka volkan kalderası yoktur, diyebiliriz.
İklim Özellikleri:
Burada farklı bölgelere ait bitkilerin bir arada yaşamaya devam etmesi, göl seviyelerinin hemen hemen sabit kalması, yağış ve buharlaşma dengesinin kurulmuş olması, buranın bir mikroklimaya sahip olduğunu göstermektedir.
Bitlis deresinden esen ılık rüzgârlar bulutları buraya sürüklemekte ve nemrut tepelerine çarpan bulutların yoğunlaşmasıyla ilkbaharda ve sonbaharda yağmurun, kışın ise karın, özellikle, Tatvan ile Bitlis arasında kalan, yüksek ve geniş, Rahva düzlüğüne yağdığı görülmektedir. Bu yüzden kışın bu bölgeye yağan kar, telefon direklerini bile yutacak kadar çok olmakta ve yollar kapanmaktadır. Belki de Türkiye’nin hiçbir yöresine bu kadar fazla kar yağmamaktadır. Dolayısıyla Bitlis kenti 1041,5 mm’lik yıllık ortalamasıyla Karadeniz Bölgesinin bazı istasyonlarını bile geride bırakmaktadır. Nemrut kalderasında en soğuk -5.9ºC ile Ocak, en sıcak ise 18.5ºC ile Temmuz ayıdır. Ortalama sıcaklık ise 5.7ºC’dir. Bu da gösteriyor ki, burası serin ve nemli bir iklime sahiptir. Burada doğal vejetasyon içinde %4.6 oranında Akdeniz florasının bitkilerinin bulunması ise şaşırtıcıdır. Dahası, yağış miktarı Sivri Tepe’de 1450 mm’yi, Güneydeki Turşuk Tepe’de ve Nemrut Tepesi’nde ise 1400 mm’yi bulmaktadır.
Hidrografik Özellikleri ve Termal Değeri:
En çarpıcı renklerin ve ışık oyunlarının gözlenebildiği Nemrut Gölü’nün suları tatlı ve soğuktur. Su örneklerinin analizi berrak, renksiz, kokusuz ve normal içme suyu lezzetinde olduğunu göstermiştir. Suyu, radyoaktivite açısından, normal sınırlardadır. pH asitlik derecesi 7.4 ile hafif alkalidir. Nitoplankton bakımından oldukça zengin olan Nemrut Gölü’nde 1986 yılında az sayıda bırakılan aynalı sazan balığı, kısa sürede çoğalmış ve balıkçılık yapılabilecek seviyeye gelmiştir. Balıkların göl ortamında yaşayabilmeleri ve her şeyden önemlisi kısa sürede çoğalabilmeleri, gölde turizme yönelik balıkçılık faaliyetlerinin yapılabileceğini göstermiştir.
Nemrut Gölü ile Ilı Göl’ün önceleri birleşik olduğu, sonradan meydana gelen iki küçük tümsek ile birbirinden ayrıldıkları sanılmaktadır. Bu tümsekler blok lavlardan oluştuğundan iki göl arasında sızıntı şeklinde su geçişleri olmaktadır. Zira iki gölün seviyeleri birbirine eşit durumdadır. Yaklaşık 1.2 km2 yüzölçümüne sahip Ilıgöl, gerek göl tabanından ve gerekse gölün çevresinden karışan sıcak sular sebebiyle, kış mevsiminde 40ºC’ye, yaz mevsiminde ise 60ºC’ye kadar ulaşan sıcaklığa sahiptir. Bu suyun içinde çözünmüş halde bulunan mineral madde miktarı sıcaklığın da etkisiyle oldukça yüksek olup, 1758,4 lt/mg’a ulaşmaktadır. Bazı asalaklar dışında canlı hayata imkân vermeyen göl suları, genellikle romatizma tedavisinde kullanılmaktadır. Yakın çevreden gelen ziyaretçiler üç dört gün kadar çadır ve çardaklarda kalarak günde 2-3 kez banyo yapmaktadırlar. Ilı Göl’ün yaklaşık 160 m doğusundaki yarıklardan çıkan sıcak buharın ise astım, bronşit, romatizma ve böbrek hastalıklarına iyi geldiği söylenmektedir. Ayrıca, bu sıcak buhar mağaralarının olması buranın önemli bir jeotermal enerji potansiyeli taşıdığı fikrini doğurmuştur. Bu amaçla MTA(Maden Tetkik ve Arama Kurumu), kalderanın doğusunda sondajlar yaparak araştırmalarda bulunmuştur. Ancak bu araştırmanın sonuçları, gizlik kaydı taşıdığından henüz yayınlanmamıştır. Çıkan sıcak su buharlarının mağmatik olmadığı, buradan geçen yeraltı sularının ısınarak yer yüzüne çıktığı sanılmaktadır.
Bazı çevreler tarafından, kalderanın kenarından bir delik açarak, göldeki suyun dışarı alınması yoluyla çevredeki köylerin arazilerinin sulanması fikri ortaya atılmıştır. Bu çılgınca bir düşüncedir. Çünkü buradaki göllerin suları havzaya yağan yağmur ve kar sularından oluşmakta başka kaynak bulunmamaktadır. Buradaki suyun tarım amaçlı da olsa dışarıya drene edilmesiyle göl suları tamamen kuruyacak ve havza bir daha eski haline gelmemek kaydıyla bir çöle dönüşecektir. Ayrıca etraftaki birçok bitki de yok olacak, hayvanlar da burayı terk edecektir. Nitekim, Nevşehir’deki Acıgöl’de ve Adilcevaz’daki Aygır Gölü’nde benzer bir teşebbüs, ekolojik dengenin bozulması sebebiyle terk edilmiştir.
Bitki Örtüsü ve hayvan çeşitliliği:
Burada tespit edilebilmiş 450 çeşit bitki türü bulunmakta olup, bunlar arasında genellikle dağ stebi hakimdir. Araların boyları 4 m’ye yaklaşan saplı meşelere ve küçük topluluklar halinde titrek kavaklara rastlanır. Yamaçlarda yer alan meşelerin yakacak amaçlı kesilmesi, yaprak tırtılı zararlısı ve çıkan yangınlar yüzünden ağaçların tehlikeye girdiğini söylemek mümkündür. Otsu bitkilerin birçoğu ile titrek kavak, Bodur ardıç, Tavşan elması, Dağ muşmulası, Saplı meşe, Akmeşe, Erik, Beyaz söğüt, Barut ağacı, Kokulu kiraz ağacı (Mahlep) gibi az bulunan ağaçlar da vardır. Yaban hayatı bakımından incelendiğinde ise, bazı göçmen kuşlar ile düzensiz avlanma neticesinde sadece keklik, tavşan, ördek, toy, tilki, çulluk gibi av hayvanları kalmıştır. Eskiden var olan ama sorumsuzca avlanmalar neticesinde Dağ keçisi nesli tamamiyle tükenmiştir. Son zamanlarda Nemrut Krateri’nde 4 adet ayı görülmüş, bunlardan bir tanesi 1987 yılında avcılar tarafından vurulmuştur. Öteki üçünün de akıbeti bilinmemektedir. Görüldüğü gibi, Nemrut kalderasının içinde ve yamaçlarında bugüne kadar muhafaza edilebilmiş, tür bakımından oldukça zengin bir flora (bitki topluluğu) ile fakir de olsa faunası (hayvan topluluğu) bulunmaktadır. Eğer dağın bitki örtüsü korunmaz, hele göl suyu dışarıya boşaltılacak olursa, gelecekte kaldera duvarları çökmüş ve yüksekliği son derece azalmış, sıradan kupkuru bir tepeye dönüşmüş olacaktır.
Turizm Potansiyeli
Tatil yapmak isteyen yerli ve yabancı turistler için burası adeta biçilmiş bir kaftan gibidir. Ülkemizin sahip olduğu böyle bir güzelliğin korunması yaşatılması ve değerlendirilmesi son derecede önemlidir. Bu bölgenin milli park ilan edilerek doğallığının korunup ve turistik ziyaret ve konaklama amaçlı kullanıma açılması gerekmektedir. Böylece hem doğal servetimizin devam etmesi, hem de turizmden gerek ülke olarak, gerekse yöre halkı olarak para kazanılması daha akıllıca olacaktır.
Bu amaçla Kaldera’nın içerisinde çevreyi ve gölü kirletmeyecek şekilde büyük göle yakın bir dağ otelinin yapılması uygun olacaktır. Halihazırda, özellikle Avrupa kökenli turistler, karavanlarıyla kalderaya gelmekte ve kamp kurmaktadırlar. Her türlü mahrumiyete, güvenlik problemine ve ulaşım zorluklarına rağmen, böyle bir kamp kurmaları ve 1-2 hafta burada kalmaları bile oldukça anlamlıdır. Tanıtım yetersizliğinden dolayı ülkemize gelen turistlerin ancak %5’i Van Gölü Havzası’na gelmekte ve bunların da %5-6’lık bir kısmı bu bölgeyi ziyaret etmektedir. Buraya gelen turistlerin tamamına yakını Avrupa kökenlidir. Daha yakın olan Iran, Irak ve Kafkas ülkelerinden ise turistin geldiği görülmemiştir.
Öneriler:
Çevre zenginliklerimizden olan Nemrut Krateri’nin korunması, tanıtılması ve turizme kazandırılması için alınması gereken bazı önlemler aşağıda özetlenmiştir.
1. Nemrut Dağı kaidesiyle beraber milli park ilan edilmeli ve koruma altına alınmalıdır.
2. Bitki örtüsü korunmalı ve ağaçlandırma çalışmaları ile çeşitlilik arttırılmalıdır.
3. Tırtıl zararlılarına karşı biyolojik mücadele yapılmalıdır.
4. Kalderaya ulaşım yolları arttırılmalı ve asfaltlama çalışmaları yapılmalıdır. Bunun yanında teleferiğin kurulması da yararlı olacaktır.
5. Nemrut Gölünden sulama amaçlı sadece kaldera içinde yararlanılmalı asla suyu dışarıya boşaltılmamalıdır.
6. Çevreye ve göle zarar vermeyecek şekilde projelendirilmiş bir veya iki dağ oteli yapılarak konaklama imkânları arttırılmalıdır.
7. Göl içerisindeki balıkların sayı ve çeşidi arttırılarak, küçük teknelerle hobi amaçlı olta avcılığına izin verilmelidir.
8. Kraterin yamaçları gece ışıklandırılmalı ve uygun yerlere seyir platformları kurulmalıdır.
9. Ilı Göl’ün şifalı sıcak sularından yararlanmak amacıyla modern bir kaplıca yapılmalıdır.
10. Tesislerin kışın atıl kalmasını önlemek amacıyla gerek kaldera içinde gerekse dış yamaçlarında kayak pistleri tesis edilmelidir.
11. Güvenliğin sağlanması için buraya bir karakolun kurulması da uygun olacaktır.
12. Yörenin tanıtımı için yerli ve yabacı dilde kitap, broşür, CD, makale gibi araçların yanında buranın bilimsel yönden incelenmesi ve dikkatlerin çekilmesi için bilimsel kongrelerin tertiplenmesi ve bilim adamlarının buradaki dağ otelinde misafir edilmeleri tanıtım açısından yararlı olacaktır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://buldunya.tr.gg

Nemrut Kraterinin Büyüleyici Atmosferine Yolculuk

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Kütüphane :: Hazır Ödev ve DersLer :: Çoğrafya Konuları -